top of page

Eğitim Nedir , Nasıl Bir Eğitimci Olunmalıdır ?

  • Yazarın fotoğrafı: Hazal SARI
    Hazal SARI
  • 10 Kas 2020
  • 2 dakikada okunur

Her aile çocuğunun, gerek aile içinde gerekse okulda aldığı eğitimle bilinçli bir birey olarak yetişip toplumda hak ettiği yeri almasını arzular. Eğitim konusundaki duyarlılığımızın, sahip olduğumuz bilinç seviyesiyle eşit orantıda olduğunu söyleyebiliriz. Buradan yola çıkarak eğitim-bilinç ilişkisi üzerinde durmanın etkili olacağını düşünüyorum. Eğitim, bireyde istendik davranışlar meydana getirme sürecidir. Bilinç ise bireyin, duygularına, algılarına ve bilgisine bağlı olarak kendini ve dış dünyayı anlama, tanıma ya da bilme yetisi olarak ele alınabilir. Bilinçli olmak ta farkında olmak demek ve bu farkındalık ışığında anlamlı davranış ve tutumlar geliştirmektir. Bu bağlamda öğrencilere daha fazla farkındalık ve duyarlılık kazandırmak için neler yapabiliriz.

Bir öğrencinin başarısı sadece okulda aldığı notlarla ölçülmemelidir. Bunun yanında öğrencilerimizi çocuklarımızı çevre koruma faaliyetleri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve en az bir sivil toplumsal kuruluşlarına kayıt ettirip bunları da ders olarak saydırmamız çocuklarımız öğrencilerimiz hatta gelecek yarınlarımız için iyi bir adım olacaktır. Peki nedir bu etkinlikleri gerçekleştirmek istememizde ki asıl sebep diye soracak olanlarınız olacaktır. O yüzden bu konuyu derinlemesine ele almak isterim. Bir çocuğa Matematiği, Tarihi, Fiziği, Kimyayı, Türk Dilini hatta İngiliz Dili Edebiyatını da öğretebiliriz. Fakat bir çocuğa kızlarında erkekler kadar özgür ve güçlü olduklarını ya da öğrencilere-çocuklara yerlere çöp atmaması gerektiğini söylediğimizde bunu devam ettirme sürecinin çok kısa olduğunu düşünmekte kuvvetli verilere sahibiz. Bir çocuğa yere çöp atma dedikten sonra aile ve okul yönetimi de bu tutum içerisinde olursa o öğrenci ancak o şekilde yerlere çöp atılmaması gerektiğini öğrenecektir kısacası hocanın dediğini yap gittiği yoldan gitme kavramından bir an önce kurtulup hem söylediklerimizle hem de yaptıklarımızla öğrencilerimize ve çocuklarımıza daima iyi birer örnek olmalıyız. Peki sivil toplum örgütlerine üye olmalarını istememizdeki sebep nedir? Sivil toplum örgütleri, iyi bir örgütlenme ile, toplumda bilinçlendirme ve fedakarlık oluşturma faaliyetleri yürütürler, tamamen insani değerler ve insan merkezli çalışırlar, yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlarlar, eğitim, sağlık, barınma ve beslenmeyi sağlarlar, savaşlarda ve doğal afetlerde insani diplomasi ve arama kurtarma çalışmaları yaparlar özetle bizi biz yapan değerlere sonuna kadar bağlı bir şekilde varlıklarını sürdürürler.

Öğretmen olmak günümüz koşullarında ne yazık ki çok kolay sahip olunabilir bir meslek haline geldi. Okullarda hatta aile bilinçlendirme konferanslarında bu mesleğin ne kadar kutsal olduğunu anlatmak ve toplumu bilinçlendirmek biz öğretmenlerin görevi olmalı. Öğretmenlik vasfını fiilen değil özünde taşıyan öğretmenler olmalı. ‘Unutmayalım ki her öğretmen, çocuklarını eğittiği öğrencilerine teslim ederler’. O yüzden her bir öğrenciye kendi çocuğumuza verdiğimiz eğitimin aynısını hatta daha fazlasını vermek çocuklarımızın ve torunlarımızın menfaatine olacaktır. Şimdi soruyorum sayısal ve sözel eğitim dışında bu bilince sahip olacak öğrenciler kendinden sonra gelecek olan nesle daha faydalı olmazlar mı? Tamda bu sebeple eğitim sistemimiz baştan sona düzenlenmeli ve geleceğimizin çocukları daha ışıklı yarınlara kavuşmalıdır.

Commentaires


bottom of page